23 Eylül 2018 Pazar

Brezilya Bağımsızlık günü resepsiyon-Yılmaz Parlar

YAŞASIN BREZİLYA-YAŞASIN TÜRKİYE

Samba Ülkesinin Kurtuluş Gününde Yine Atatürk..

Yalnız Türkiye’nin değil, Dünya’nın sevgisini, sempatisini kazanan samba ülkesi Brezilya Kurtuluş günü kapsamında verilen resepsiyonda, İstanbul ve Türkiye sevdalısı, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França yaptığı konuşmasında yine Atatürk takdiri yine Atatürk sevgisi vardı.
İstanbul Brezilya Baş Konsolosluğu 7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü kapsamında 19 Eylül 2018 Çarşamba günü Ritz Carlton Hotelde, Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve eşi Diva Gradilone katılımıyla resepsiyon verdi. 

İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “7 Eylül 1822’de Brezilya’daki yurttaşların adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini takiben, Naip Pedro de Alcantara sömürgeci yönetimi kaldırmaya ve Portekiz’den bağımsızlık ilan etmeye karar verdi. Kendisi Brezilya İmparatorluğu’nun ilk yöneticisi, I. Pedro oldu. 
Kıta Amerikası tarihindeki bu mühim olay Brezilya’nın egemen bir ulus olarak varlığının başlangıcını işaret etmektedir. Brezilya halkının kendi kaderi üzerindeki yüksek otoritesinin delili ve eski sömürgeci hakimiyete dayalı adaletsiz uluslararası düzenin reddidir. 
Birçok açıdan benzer şekilde, Mustafa Kemal Atatürk dış müdahaleye karşı silahlanan Anadolu halkına Kurtuluş Şavaşı'nda liderlik etmiş ve çağın egemen güçleri tarafından Türkiye'ye dayatılan Sevr Anlaşması'nın haksız taleplerini reddetmiştir
Kaderin çarpıcı bir tesadüfü ile, Atatürk’ün 1927’deki Nutku’nda dile getirdiği önemli şiarı, yüz beş yıl önce Brezilya’nın bağımsızlığının ilan edildiği anda I. Pedro’nun beyan ettiği sözler ile tamamen aynıdır: 
“Ya İstiklal, Ya Ölüm!”
“Independência ou Morte!” Şeklinde Mustafa Kemal Atatürk sevgisini ve takdirini dile getirdi.
Başta Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Boğaz'ı Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Yabancı Konsolosların ve temsilcilerin, DEİK Brezilya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Demir Şarman’ın iş siyaset sanat Dünyasının seçkin kişilerin elit davetlerin katıldığın resepsiyonda iki ülke Milli marşların okunmasıyla birlikde Konsolos França konuşmasında önemli bilgiler paylaştı. “Brezilya’nın bağımsızlığı farklı kültürel birikimlere sahip 200 milyondan fazla vatandaşa yurt olan büyük bir ulusu meydana getirmiştir. Brezilya’nın kalkınma yolculuğu boyunca dünyanın her köşesinden gelen göçmenler, ki buna Türkiye ve önceki Osmanlı toprakları da dahildir, hukukun egemenliğine ve liberal ve demokratik ilkelere dayalı müreffeh bir ülke yaratılmasında yardımcı olmuştur. 
Brezilya ile Türkiye halklarının ulusal kimlikleri bağımsızlık nosyonunu mihenk taşı olarak ve en temel dayanak olarak içermektedir. Köklü bir dostluğumuz var - Brezilya ve Osmanlı İmparatorlukları arasında Dostluk ve Ticaret Anlaşması'nın imzalanması ile Brezilya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 2018'de yüz altmışıncı yılını kutluyoruz.”Bilgilerini verdi. 

İki ülkenin benzerliklerini ortaya koyan França “Bugünlerde Brezilya ve Türkiye daha çok ortak noktaya sahip - her ikisi de kendi bölgesel bağlamlarında önemli rol oynayan ve birtakım küresel sorunlar üzerinde benzer görüşlere sahip, üst-orta gelirli gelişmekte olan ülkeler. Güçlü, karmaşık ve oturmuş endüstriyel ekonomileriz. Ülkelerimiz son zamanlarda bazı politik ve ekonomik türbülanslar yaşamasına rağmen, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan ortak bağlılığımız, fırtına gözden kaybolduktan sonra başarıya ve refaha ermemizi sağlayacaktır.” Dedi.
Ticari ilişkilerimiz ve Turizm- ülke ziyaretcileri hakkında “2017'de ikili ticaret neredeyse 3 milyar Amerikan Dolarına ulaşmıştır, 2016'dan %38 artış yaşanmıştır. 10 yıllık dönem içerisinde, ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi %108 artmıştır. Coğrafi mesafeye karşın, iki ülke arasında muazzam bir çekim vardır. Türkiye hızla Brezilyalı turistlerin en çok tercih ettiği destinasyonlardan biri haline gelmektedir. Her yıl ortalama 60 bin turist buraya gelmektedir.”şeklinde açıklamalarda bulundu.

Konsolosluğun Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK ile geliştirebildiği, ticaret ve dostluk bağlarımızı iyileştirmemizde etkili olan ortaklığını kutlayan sözlerle, “Brezilyalı özel şirketlerin Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerindeki yatırımları açısından Türkiye istikrarlı bir şekilde cazip bir hedefe dönüşmektedir. Diğer taraftan, önemli Türk yatırımlarının Brezilya pazarına doğru hareket ettiğini görmekteyiz, ki üçüncü en büyük yabancı yatırım çeken ülkedir.”Bilgisini paylaştı.
İki ülke arasında devam eden yüksek düzey siyasi ikili diyaloğunu, Brezilya Tarım Bakanı Yardımcısı Mevkidaşı ile istişare için Ankara’ya geldiğini,  Brezilya Tarım Bakanlığı WorldFood İstanbul Fuarı’ndaki ulusal pavyonda  sponsor olduğunu vurguladı. 

Brezilyalı yurttaşlarına, Portekizce olarak seslenmek istediğini söyleyen, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “Prince Regent tarafından imzalanan İlk Bağımsızlık Bildirgesinden alıntı, d. Pedro de Alcântara, 1 Ağustos 1822.
7 Ekim’de yeni Brezilya Cumhurbaşkanı’na oy vereceğiz. Gelecek dört yıl boyunca milletimize liderlik edecek olanı seçmek bizim sorumluluğumuzdur.
Ülkemize inanalım! Brezilya bizler, ailelerimiz, dostlarımız ve vatandaşlarımız.
Güzel ve çeşitli bir kültüre sahibiz. Gerçek tam vatandaşlar olalım, geleceğimizi ulus olarak tanımlamak için kaderimizin kontrolünü ele alalım.” Dedi.

“Brezilya ve Türkiye arasındaki dostluk bağları ile karşılıklı saygı ve takdirin bu gece daha da güçlü olmasını ve her geçen gün daha yakın ve sıkı olmasını temenni ederim. 
Yaşasın Brezilya! Yaşasın Türkiye!
Hepinize teşekkürler ve iyi eğlenceler.”Sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Konuşma ardından Konsolos Paulo França çalışma arkadașları Sena Belkayalı ve Mustafa Dolu’ya Brezilya Devleti adına üstün hizmet nişanı takdim etdi.. 
Konuklar arasında Merkezi İstanbul’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida, California ve New York eyaletlerinde şubeleri olan, GP Universal Şirketi Sahipleri Pınar Peker-Fariba Graham Konsolos ile yaptıkları sohbetde iki ülke arasında Ticari yatırımlara katkı yapacaklarını belirtdiler.

Gecenin sürprizi yaptığı brezilya müzik elçiliğinden dolayı Devlet sanatcı nişanına sahip Jozi Levi’nin samba ritm öğretisiyle yine kendi atölyesinden getirdiği davetlilere dağıtılan ritm aletlerinin samba ritmlerin çalınmasıydı. Çok güzel bir atmosferle sambalı kutlama yapıldı. Doyasıya gece yaşandı. Jozi Levi Brezilya orkestrasının Latin şarkıları icra eden Banu Kuntışık birbirinden güzel Brezilya şarkılarıyla geceye renk katdı.



yilmazparlar@yahoo.com

12 Eylül 2018 Çarşamba

Le Chateau Lambousa Hotel-Yılmaz parlar

TARİHİ YAŞATAN HOTEL 

Lambousa Krallığı ve Le Chateau Lambousa Hotel, Günümüzden 5000 yıl önce Fenike Kralı Praxander tarafından, Kıbrıs adasında kurulan, on krallıktan biri Lambousa Krallık ilk olarak küçük bir liman şehri, halen Kıbrıs Amerikan Üniversitesi ve Girne Amerikan Üniversitelerinin “Sosyal Tesisi” olarak kullanılan  Camelot Beach olarak anılan yere kurulduğu bilgilerini, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker veriyor.



Tabiat ve Tarihi kültürele sahip güzelliğiyle, Akdeniz incisi Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti Girne Lapta bölgesinde bulunan Le Chateau   Lambousa Hotel” eşsiz bir konaklama deneyimi sunmaktadır. 

Hotel orta çağ şövalyelerinin zamanına, geçmişe yolculuk yaptırıyor. Hotel, uzun yıllar boyunca hayatta kalmasını sağlayan bir simgesel yapı şato mimarisiyle inşa edilmiş. İç dekor tarihe geri götürüyor. Şövalye kıyafetleri ve  kullandıkları objeleriyle dekore edilen hotel tam anlamıyla tarih kokuyor.



Eşsiz bir konaklama yeri mi arıyorsunuz? Yaşayan Tarih otelde, toplantılar, gündüz inziva, resepsiyon ve tatil için açık ve kapalı tesislere sahip. 

Seçimleri ve düzenleri bakımından birbirinden farklı, 15 Standard , 19 Dubleks, 1 Engelli, 4 Junior Suite, 2 Suite, 1 Honeymoon Suite, 1 King Suite, 51 Bungalov, 3 VillaCheck in/out  olmak üzere 97 Oda 220 yatağa sahip. Hotel odaları Twin Bed ya da French Bed olmak üzere farklı tasarıma sahip olmakla birlikte tüm odalar değerli misafirlere maksimum konfor ve rahatlama imkanı sunmak için dekore edilmiş. 
Üstün hizmet, güler yüzlü personeli ve büyük değeri ile övünç duyan, otele bu yüzden insanlar yıllarca her yıl ziyaret etmeye devam etmekteler. Doğal Güzellik ile çevrili otelde, Tenis, jogging, rüzgar sörfü, kano, paten, deniz kenarındaki bisiklet, Koyu'nda yüzme yapabildiğiniz gibi, kokteyl barında muhteşem bir gün batımının ve Restaurantlarında dünya yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz.

GAÜ Turizm Otelcilik Uygulama Oteli Le Chateau Lambousa Hotel Grup Genel Müdür Halil Bardak ve Grup Genel Müdür Yardımcısı Hülya Özdemir ile  yaptığımız söyleşide; 

Grup Genel Müdür Yardımcısı Hülya Özdemir otel hakkında “Le Chateau Lambousa Hotel, 1991 yılında inşaa edildi. 2014 yılında ise Girne Amerikan Üniveresitesi bünyesinde revize edildi. Otelimizin 44 ana bina,52 bungalow şeklinde olmak üzere toplamda 96 odası var. Ayrıca otelimiz sınırları içerisinde 3 adet villamız bulunmaktadır. Misafir portföyümüz oldukça geniştir. Başta İngiltere, Almanya, Polonya, Danimarka , Romanya, Rusya ve Türkiye olmak üzere hemen hemen dünyanın her yerinden misafirlerimiz gelmektedir. Otelimiz çok sosyal bir tesis olup, 3 havuzu , plajı, Spa merkezi, tenis courtu gibi çeşitli imkanlarıyla misafirlerimize hizmet vermektedir. Lambousa Hotel olarak en  büyük iddiamız gelen misafirlerimize vaad ettiğimiz huzur ve kendilerini evlerinde hissetme rahatlığıdır. Ağustos ayında açtığımız Celebrity Hotel’inde bünyemize katılmasıyla Lambousa Hotel Group ailesi olarak oldukça aktif bir tesis işletmekteyiz. Celebrity Hotel Kıbrıs’da ilk Türk otel özelliğini taşıyor. Toplam Oda Sayısı 48 Yatak Sayısı 96” şeklinde bilgiler verdi. 

Le Chateau Lambousa Hotel Grup Genel Müdür Halil Bardak’a genel Kıbrıs Turizm ile sorumuza “Turistlerin adamıza daha fazla gelmesi için uçak sayılarının artması, böylelikle bilet fiyatlarının düşmesi etkili olabilir. Tabi aslında en büyük engelimiz direk uçuşlara uygulanan ambargo. Ambargo kaldırılırsa turizm açısından daha geniş kitlelere hizmet verebileceğimizi düşünüyoruz.”açıklamalarında bulundu. 


Genel Müdür Halil Bardak, Kıbrıs’a giriş çıkış hareketlerine ilgili olarak "KKTC’nin yurt dışına çıkış ve girişte tek havalimanı konumunda olan Ercan Havalimanı’na Sivil Havacılık Dairesi’nin verilerine göre, 2018 yılının Mayıs-Haziran ve Temmuz aylarında gelen-giden yolcu sayılarındaki fark, ada’ya gelenin az, gidenin ise çok olduğunu gösteriyor. 


2018 Mayıs ayında THY ile 47.486 yolcu  KKTC’ye gelirken, 48.720 yolcu çıkış yaptı. ATLAS hava yolu şirketiyle ise, ülkeye giren yolcu sayısı 12.712 , çıkan yolcu sayısı ise 13.454; PEGASUS havayolları ile KKTC’ye 94.224 yolcu girişi yapmış, 93.880 yolcu ise Ada’dan çıkmış. 2018 Haziran ayında ise en çok yolcu taşıyan havayolu şirketi PEGASUS olurken, bu şirket ay içerisinde çeşitli noktalardan ada’ya gerçekleştirdiği uçuş seferlerinde mayısta 94.224 yolcu, haziranda 88.418 yolcu, temmuz ayında ise 98.553 yolcu ile ulaşımı ada’ya en fazla sağlayan havayolu oldu. 


Yine temmuz ayında ada’ya THY 57.422 yolcu girişi, 60.169 yolcu çıkışı uçuş seferi gerçekleştirirken; ATLAS 14.303 yolcu girişi, 16.041 yolcu çıkışı; PEGASUS ise ada’ya 98.555 yolcu girişi 101.279 yolcu çıkışı gerçekleştirdi  

Ekonomik krizin ciddi anlamda hissedildiği, uçak bileti fiyatlarının tavan yapmasına rağmen KKTC’de 2018 yılının Mayıs-Haziran ve Temmuz aylarındaki giriş-çıkışlardaki resmi rakamlarda çıkışların girişlerden fazla olması, ada’dan hangi nedenle olduğu net bilinmese de bir kaçışın söz konusu olduğunu gösteriyor.”bilgilerini paylaştı. 

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker Lambousa krallığı hakkında daha fazla bilgi istememiz üzerine “Halk balıkçılık, ticaret ve gemi yapımı ile uğraşıyordu. Roma Döneminde ise şehre daha görkemli yapılar ve amfi tiyatroların yapıldı. Salamis, Soli, Amatus ve Marion  gibi antik bir şehir haline geldi.  Bu dönem boyunca Lapta'nın nüfusu 10.000’i aşmıştır. 


Erken Hristiyanlık döneminde (M.Ö 25-250) ürünlerin bolluğu ve  liman ve tersanenin bulunması nedeni ile ticarette bir değişim ve gelişim yaşandı. 

Bizans döneminde ise kiliseler ve manastırlar var olan yapılara eklendi ve şehir en görkemli zamanlarını yaşamaya başladı. Bizans dönemindeki bu görkem ve şehrin bu vesile ile en parlak dönemi yaşıyor oluşu ona “parlayan şehir” anlamına gelen Lambousa isminin verilmesine neden oldu.” Böylece ismin nerden geldiğini bilgilerini aldık. 

yilmazparlar@yahoo.com