30 Temmuz 2018 Pazartesi

TURKMEN DESERT RACE 2018-YILMAZ PARLAR


TURKMEN DESERT RACE 2018
Amul-Hazar 2018 Uluslararasi rallisi
Orta Asya’nın parlayan yıldızı Türkmenistan coğrafik konumu itibariyle bölgenin önemli lojistik üssü ve ulaşım merkezine dönüşmektedir. Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguli Berdimuhamedov’un liderliğinde ülke her alanda istikrarlı kalkınma hamleleriyle büyük hedeflere ulaşmaktadır.
Türkmenistan son yıllarda ekonomide kazandığı büyük kalkınmalar sonucunda birçok alanda özellikle spor alanında dev yatırımlara imza atmıştır. 2017 yılında Asya kıtasının önemli ve devasa spor organizasyonluğu  - Kapalı Salon ve Savaş Sanatı 5.Asya Oyunları’na ev sahipliği yapan Türkmenistan, 5 milyar dolar üzerindeki yatırımları ile bölgenin dev Olimpiyat Kompleksi’ni inşa etti.
5.Asya Oyunları ve diğer dev spor organizasyonları sonucunda Türkmenistan’ın dünya spor arenasındaki saygınlığı ve itibarı katbe kat artmıştır. Bunun sonucunda Türkmenistan dev spor organizasyonlara ev sahipliği yapabileceğini tüm dünyaya göstermiştir.
Tarihi ve Büyük İpek Yolu’nun kalbi olan Türkmenistan, bu sene Eylül ayında motor sporu alanında uluslararası bir spor yarışına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Türkmenistan Devlet Başkanı’nın girişimiyle Büyük İpek Yolu’nun güzergahında yer alan Amul’dan başlayarak, ülkenin batısındaki Hazar Denizi kıyısındaki Avaza turizm bölgesine kadar uzanacak Amul-Hazar 2018 Uluslararası ralli yarışı gerçekleştirilecek.
BAŞKA BİR ADIYLA  - "TURKMEN DESERT RACE"
Toplam uzunluğu bin 500 kilometre olan rallinin üst düzeyde gerçekleştirilmesi için “Africa Eco Race” ralli müsabakasının genel direktörü ve organizatörü, çifte Dünya Şampiyonu ve Paris-Dakar’ın çifte galibi olarak bilinen ünlü ralli yarışmacısı Jean-Louis Schlesser ile anlaşma sağlandı. Jean Louis Schlesser’in ekibi, Amul-Hazar 2018 rallisini tanıtmak ve daha fazla ülkeden sporcunun katılımı sağlamak için bu yarışı yeni bir proje olarak "TURKMEN DESERT RACE" olarak ta tanıtmaktadır.
Türkmenistan – Büyük İpek Yolu’nun kalbi’ yılı olarak adlandırılan 2018’in 9-15 Eylül tarihleri arasında Fransız tarafının desteğiyle organize edilecek uluslararası etkinlik için 2 gün hazırlık yapılacak. Yarişa katılacak takımlar için 9-10 Eylül tarihleri arasında Lebap vilayetinin Türkmenabat kentinde kayıt işlemleri yapılacak. Yarış 11 Eylül tarihinde resmen başlayacak.
Yarış 5 etapta devam edecek. Orta Asya’nın en sıcak çöllerinin birinden geçecek. Amul-Mary, Mary-Derveze, Derveze-Türkmen Gölü, Türkmen Gölü-Yangala, Yangala-Avaza arasında yapılacak yarışlarda SSV, SUV'ler, kamyonlar yarışacak.

ÜLKE TANITIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR YARIŞ
Ciddi spor organizasyonluklarını düzenleme kapasitesine sahip olan Türkmenistan için bu yarış ülke tanıtımı açısından da büyük önem taşımaktadır. Amul-Hazar 2018 rallisi "Türkmenistan - Büyük İpek Yolu'nun kalbi" sloganı çerçevesinde düzenlenen eşsiz bir spor etkinliğidir. Sporcular ve takımlar, Büyük İpek Yolu'nun antik yolları boyunca devam eden yarış etapları kapsamında doğanın ve kadim tarihini eşsiz güzelliklerine tanıklık edecekler. Şu anda, bu yarışa hazırlık tüm hızıyla devam ediyor, yarış rotasını geliştirmek için çalışmalara devam ediliyor, uzun yıllara dayanan deneyime sahip uzmanlar, konuklar için kültürel etkinlikler hazırlıyor.
Yarışın rotası, Karakum Çölü, ovalar, dağlık araziler ve Hazar Denizi'nin incisi olan Avaza'nın turizm bölgesi gibi Türkmenistan'ın unutulmaz doğal manzaralarını içerecek. Yarış esnasında dinlenme zamanlarında konukları Türkmen mutfağının eşsiz ve leziz yemekleri, sanatçıların konser programları beklemektedir.
Rota boyunca Darvaza (gaz krateri, 47 yıl boyunca sönmeyen ateş), Türkmen Gölü - çölün ortasında eşsiz bir gölet, Gyzylgaya kasabasındaki kırmızı kumlar ve kayaların yanı sıra birçok eşsiz doğal manzaralara sahip park yerleri konuklarda Türkmenistan hakkında muhteşem bir izlenim bırakacak.
Böylece, yarışa katılan ekipler, Türkmenistan'ın doğusundan batısına doğru yolculuk yapacaklar. Büyük İpek Yolu'nun tarihi rotasını tekrarlayacaklar ve antik ticaret kervanları gibi efsanevi Karakum çölünün engebeli kısımlarını aşacaklar.
Karakum çölü bir projenin önemli bir parçasıdır. Karakum çölü Sahara’dan sonra ikinci önemli çöllerdne birisidir. Bu nedenle, Sahara çölünde yapılan dünyaca ünlü Dakar ralli sınıfına katılmak kapasitesine sahip olan bu proje için Karakum çölü büyük bir önem taşımaktadır.
Büyük bir önem taşıyan yarış için Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Spor ve Gençlik Politikalar Bakanlığı ve diğer devlet kuruluşları büyük bir hazırlık içerisinde bulunmaktadır. Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı kanalıyla yurtdışındaki tanıtım ve bilgilendirme toplantıları da devam ettirilmektedir.
TÜRKMENİSTAN – SPOR ÜLKESİ
Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguli Berdimuhamedov liderliğinde ülkede spor alanında büyük ilerlemeler kaydedildi. Ülkede spor altyapısının güçlendirilmesi için yapılan yatırımlar sonucunda spor okulları, stadyumlar, spor merkezleri, Olimpiyat Kompleksi, Avaza spor kompleksi gibi çok sayıda tesis inşa edildi.
Sportif lider kişiliğiyle ve sağlıklı yaşama büyük önem veren Türkmenistan Devlet Başkanı, bu sene Şubat ayında Amul’dan başlayıp, Hazar’a kadar devam eden “Büyük İpek Yolu” adı altında kitlesel spor müsabakalarını başlattı. Bu müsabakalar kapsamında koşu ve bisiklet yarışları başlatıldı ve halihazırda ülke genelinde devam etmektedir. Eylül ayında ise ralli yarışı gerçekleştirilecek.
yilmazparlar@yahoo.com

24 Temmuz 2018 Salı

BYEGM- TURİZMDE KEŞFEDİLMEMİŞ KASTAMONU-YILMAZ PARLAR


TURİZMDE KEŞFEDİLMEMİŞ KASTAMONU

Pınarbaşı ilçesi, Küre Milli Parkı Hora Kanyon, Ilıca Şelale yabancı basın mensuplarınca ziyaret edildi.


Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu'nun tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünce düzenlenen, farklı ülkelerden pek çok  basın mensubunun katıldığı Kastamonu'nun tarihi ve kültürel mekanlarını ziyaret gezisinde Pınarbaşı Küre Milli park içinde Hora kanyonu ve Ilıca şelalesi de gezildi.


Pınarbaşı kaymakamı Nebi Çanga, tarafından kabul edilen basın mensupları, yörenin kendisine has yemekleri ile tanıştı. Gastronomi turizm açısından önemli sayılabilen endemik bitki Kızılağaç meyvesinin kurutulup, işlemden geçtikden sonra hazırlanan Karaçorba, büyük takdir topladı.

Hora Kanyonu yürüyüş parkurunda dikkat çeken iki ağacın parkura engel olmasına rağmen kesilmemiş olması ve ağaca göre parkurun şekillenmesi. Çok uzun olan kanyonda yürüyüş parkuruda ona paralel yapılmış. Yabancı basın mensupları doyasıya fotograf çektiler.

Ilıca şelale, 15 metre yükseklikten aşağıya dökülüyor. Suyun döküldüğü yerde oluşan doğal havuzun çevresi oldukça çeşitli bitki örtüsü ile kaplanmış egzotik bir görünüm sergiliyor.
Kastamonu turizm il müdürlüğünden şef Sadık Bekar rehberliğinde yaptığımız gezide kendisiylede söyleşide bulunduk.

Şef Sadık Bekar’ın verdiği bilgilere göre; “Batı Karadeniz coğrafi bölümünde doğu-batı doğrultusunda uzanan Küre Dağları üzerinde yer alan Küre Milli Park Bütünüyle bir Plato karakteri taşıyor. Bölge eko turizm için vazgeçilmeyen destinasyonlardan biri olmaya layık doğaya uygun   turistik tesislerde mevcut.

Küre Milli park bünyesinde, içinden zarı çayı geçen Horma kanyonu yaklaşık 4 Km uzunluğunda, suyun geçtiği alanlarda oluşan derin kazanlar ve kuyular mevcut.

Bölge doğal vahşi hayat bakımından çok zengin bir yer. Bir çok canlı türlerini görmek mümkün.    Bazıları; Ayı, Kirpi, Çakal, Porsuk, Vaşak, Sincap, Kartal, Akbaba, Domuz, Su samuru, Şahin, Kurt, Tilki, Geyik, Karaca.” Şeklinde sıralıyor.

Turizm Şefi Bekar, park hakkında ayrıca;
“Milli Park 07.07.2000 yılında ilan edilmiştir. Küre Dağları Milli Parkı, Kastamonu ilinin kuzey batı bölümünde genel olarak Cide, Azdavay, Pınarbaşı ilçeleri ile Bartın ilinin Doğu bölümü arasında kalan bölgeyi kapsamaktadır. Toplam 37000 hektarlık bir alanı kaplayan parka en yakın yerleşim merkezleri, Pınarbaşı, Azdavay, Cide, Arıt, Ulus, Amasra ve Kurucaşiledir.” Bilgiler veriyor.

Flora bakımından, nemli bir iklim kuşağına sahip olmasıyla, yaşlı ve bakir orman örtüsü bulunuyor. Kayın ve göknar, endemik bitki türlerini, biyolojik çeşitlilik açısından zengin orman ve yalancı maki formasyonlarını barındırıyor.

Fauna bakımından, Türkiyede varlığı bilinen 132 memeli türünün 40 'ına bu bölgede rastlandığını, tilki, su samuru, karaca ve geyik gibi nesli tehlike altında olan türlerde bölgede yaşadığını, park ve yakın çevresinde 129 kuş türü olduğunu, bunların 46 'sının soyu tükenme tehlikesi altında bulunduğunu öğreniyoruz.
Aktiviteler sorduğumuzda; Sadık Bekar; Milli Park, kültürel kaynak değerleri yönünden zengin çeşitlenmiş folklorik değerlere sahip.
Yörenin, özgün giyim-kuşamı, halk müziği, zengin yerel mutfağı vs. kültür potansiyeli günümüze değin korunarak gelmiş örnekleriyle dolu. Milli Parkta planlanmış bölümlerde ve güzergahlarda çeşitli rekreasyonel kullanım olanakları mevcuttur. Doğa yürüyüşleri, tırmanma, manzara seyri, kırsal yaşam aktivitelerine katılma, eğitsel amaçlı doğa turları rekreasyonel olanakların başlıcaları arasında sayılabilir. Hora Valla Kanyonu, ve pek çok kanyon  Şelaleler, Patikalar, Milli Parkın içinde yer almaktadır. Elverişli günlerde parkın rekreasyonel kaynaklarından yararlanma her zaman mümkündür.”şeklinde Turizmin bu yönünü özetliyor.

Kanyon karst jeomorfolojisi hakkında yetkililerden aldığımız bilgilere göre; “Karst topoğrafyası, karbondioksitli suların başta kireçtaşı olmak üzere jips, kaya tuzu ve kalker gibi eriyebilen kayaları eritmesi ile oluşmak olduğunu, karst topoğrafyası, kireçtaşı veya kalkerlerin erimesi ve suda eriyik halde bulunan kalsiyum bikarbonatın suyun buharlaşması ile tekrar kalsiyum karbonat çökelmesi sonucunda meydana geliyor.” Kuşak üzerinde gelişmiş 4 ana aşınım yüzeyi karst topografya, ulusal ve uluslararası düzeyde ilginç örneklerini oluşturmuştur

Eko turizmde, gerçekleşen turizmin kaynağı olarak, doğal alanların kullanılmasıyla, doğal güzellikle ve kırsal yoğunluğu olan alanlardan faydalanılmasıyla, doğanın içinde zengin bir biyolojiyle birlikte olmak, unutulmaz doğa turizmidir ve beraberinde doğa sporlarını getirir.
Geleneksel tatil tarzının getirdiği monotonluk ve bıkkınlık özellikle batının rağbet tatil tarzı. Doğayla iç içe, sporun ve dinlenmenin bir arada yaşandığı tatil anlayışını kapsayan Kastamonu gerçekden keşfedilmemiş destinasyon.
Hatırlamak lazım turizm endüstrisine kazanç sağlarken, doğa turizminde, doğayı ziyaret eden insanların çevreye verecekleri zarar engellenmelidir. Bu zarar doğal kaynakların tahribine sebebiyet verir.   Doğa turizmi, doğal kaynakların uygun bir şekilde, zarar görmeden kullanımını amaçlar. Ziyaretçilerin bu şekilde eğlenme-dinlenmesine ve yenilenmelerine olanak sağlanmalı. Eko turizmi sürdürülebilir yapmalı.
Sürdürülebilir Turizm; sürdürülebilir gelişimi ifade ettiği sürece doğanın, ölçeğin, mevkiinin bir gelişim süreci içerisinde uygun bir biçimde zamana karşı devamını sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
Sürdürülebilir turizm tüm doğal öğeleri içeren doğal ve kültürel çevrenin etkilenmesine karşı gelen nitelikdir.
yilmazparlar@yahoo.com